18:08 - Görevi Bahadır Gökmen Devraldı
17:55 - “Kleopatra’ya ne oldu? Merak Ediyorsanız Bu Oyun Tam Size Göre
16:54 - “Üniversitemiz Başlı Başına Bir Turizm Elçisi”
10:19 - Sivas’ta Karayolları Kışa Hazır
10:17 - “Emeklilerimizi Muhtaç Hale Getirenler Utanmalı”
10:03 - eTwinning Türkiye Ödülleri Sahiplerini Buldu
11:24 - “Bir Sürü Şart Koşuyorsunuz”
10:57 - “Bu Süreçte Kongre Kararı Alınmaz”
09:33 - “Sağlık Mesleğimizin Ticaret Mesleğine Dönüştürülmesini İstemiyoruz”
09:17 - Sivas İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılara Göz Açtırmıyor
“Virüs vücudun savunma sistemini çökertiyor”
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Eyüp Coşar, ileri evrede tanı konulan HIV taşıyıcılarında ortalama yaşam süresinin 12 ile 18 ay arasında olduğunu söyledi.
Sivas Medicana Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Eyüp Coşar, çağın ölümcül hastalıklarından biri olan AIDS hakkında önemli bilgiler verdi. Coşar ileri evrede tanı konulan bir hastanın ortalama yaşam süresinin 12 ile 18 ay arasında olduğunu belirtip, “HIV, insan bağışıklık yetmezliği virüsüdür. AIDS ise sonradan edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromudur. HIV ve AIDS kesinlikle bir birinden ayrı iki olgudur. Yani, bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudun direncini farklı enfeksiyonlara karşı güçsüz hale getirir. Bir kişi HIV ile enfekte olmuşsa bu kişiye HIV pozitif ya da kronik HIV taşıyıcısı denir. Virüsü aldıktan 2-4 hafta sonra sıklıkla geçici hastalık tablosu görülebilir ve hastalığın oluşması 8-10 yılı bulabilir. İleri evrede tanı konulan hastalarda ortalama yaşam süresi 12-18 aydır.” dedi.
Vücudun savunma sistemini çökertiyor
Coşar virüsün vücuttaki savunma sistemini çökerttiğini belirtip, “Yani vücudun başta bulaşıcı hastalıklar, enfeksiyonlar olmak üzere diğer birçok hastalıklara karşı temel savunma ve direncini düşürür. Sendrom kelimesi ise başka hastalıkla bağlantısı olabilecek çeşitli enfeksiyon türlerinin yarattığı klinik durumu ifade eder. Kişi, uygun, etkili ve virüsü baskılayıcı tedavi almadığı durumda HIV ilerleyen süreçte AIDS’e neden olabilir. Bunun için HIV pozitif bir kişinin gecikmeden uygun, etkili ve virüsü baskılayıcı tedaviye erişimi büyük önem taşır.” dedi.
HIV Nasıl bulaşır? Dövme yaptıranlar da risk altında
Coşar HIV virüsünün bulaşma yollarını şu şekilde sıraladı. “HIV’in bilinen bulaşma yolları şunlardır; korunmasız cinsel ilişki, oral, vajinal ve anal ilişki, cinsel istismar, virüs taşıyan kan veya kan ürünlerinin nakli, virüs taşıyan şırınganın batması, uyuşturucu kullanımı, dövme, jilet uygulamaları ile bulaşabilir. Anneden bebeğe anne karnında, doğumda veya anneden bebeğine emzirme yoluyla bulaşabilir. Girişimsel tıbbi uygulamalarla bulaşabilir”
Pembe ve kızıl lekeler belirti olabilir
Coşar vücuda bulaşan HİV virüsünün belirtileri ise şu şekilde sıraladı, “Halsizlik, baş ağrısı, kısa sürede yüzde 10’dan fazla kontrolsüz kilo kaybı, birkaç haftadan fazla süren ve sebebi açıklanamayan ateş, titreme ve gece terlemeleri, ciltte ağrısız, vücudun her yerinde bulunabilen düzgün, sert ve gittikçe büyüyen pembe-kızıl renkli lekeler, nedeni bilinmeyen ve iki haftadan uzun süren lenf bezlerinde (koltuk altı, boyun, kasık vb.) şişlik, nefes darlığı ve kuru öksürük, ağızda devamlı beyaz lekeler (pamukçuk, aft gibi) bulunması, uçuklar, kronik ishal gibi belirtiler HIV olabilir. Unutulmamalıdır ki kişinin HIV ile enfekte olduğunu düşündürebilen bu belirtilerin birçok farklı sebebi de olabilir. Bunun için Düzenli olarak HIV taraması yapılması en doğru olandır.”
Erken tanı önemli
Coşar birçok hastalıkta olduğu gibi HIV hastalığında da erken tanı ve tedavinin önemli olduğunu belirterek şunları söyledi. “HIV teşhisi ELİSA testleri ile hızlı ve güvenilir bir şekilde yapılmaktadır. Virüsle temastan sonra 1. Ve 3. Aylarda test yapılabilir. Bu test gönüllülük esasına göre yapılır. Test sonucu hastanın izni olmadan 3. kişilerle paylaşılmaz. HIV, günümüzde uygun, etkili ve baskılayıcı tedavi yöntemleri ve düzenli ilaç kullanımı sayesinde kronik hastalık olarak devam etmektedir. Yani tedaviye düzenli bir şekilde bağlı kalındığında ve etkin bir tedavi ile HIV pozitif her insan sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürebilmektedir. Riskli grupta olan ve şüpheli durumda olan herkesin bir sağlık kuruluşuna başvurup testini yaptırması son derecede önemlidir. HIV’den ve HIV’li kişilerden değil her sağlık probleminde olduğu gibi geç kalmaktan kaçınmak gerekir.”